UYGAR GÜLTEKİN -MARAL DİNK – Agos – 7 Mayıs 2015
Ermeni toplumunun devlet tarafından el konan mülkleri arasında, sembolik anlamı en güçlü olan yerlerden biri, Kamp Armen olarak bilinen Tuzla Çocuk Kampı’na dozerler girdi. Dün sabah kamp arazisine giren dozerler, Tuzla Kampı’nı inşa eden ve yıllarca yüzlerce çocuğa müdürlük yapan Hrant Güzelyan’ın odasını, erkek ve kız çocuklarının yatakhaneleri olarak kullanılan 5 odayı ve dua odasını yıktı. Haberin duyulmasının ardından, Tuzla Kampı’nda yetişenler, HDP ve CHP ilçe örgütleri, HDP Milletvekili Adayı Garo Paylan, Sezin Uçar, Beste Kaplan, Nor Zartonk aktivistleri kampa geldi. Bu gelişmenin ardından mülkün şu anki sahibi Ethem Erhan Aydınlar’ın kiraladığı yıkım ekipleri yıkımı durdurdu. Yıkılan mülkün Tuzla Çocuk Kampı olduğunu öğrenen işçiler, yıkıma devam etmeyeceklerini söyleyerek iş makinelerini araziden çıkardı. Tuzla Kampı’nda yetişenlerden Garabet Orunöz, HDP Milletvekili Adayı Garo Paylan, Sezin Uçar ve HDP’li yöneticiler gün boyu yıkıma karşı kampta nöbet tutu.
Yıkım haberinin hemen ardından, Düşünce Platformu’nun girişimleriyle AKP’li bazı milletvekilleri de Tuzla Belediyesi’ne gelerek kampın durumuyla ilgili bilgi aldı. Sorunun çözülmesi için Başbakan Davutoğlu’nun danışmanlarıyla görüşme yapıldı. Vakıflar Genel Meclisi Azınlık Vakıfları Temsilcisi Toros Alcan da Tuzla Kampı’nın iadesini yeniden Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün gündemine taşıdı. Yıkım haberinin ardından Alcan, Vakıflar Genel Müdürlü Adnan Ertem’le görüşerek, konun yeniden gündeme alınmasını istedi.
Yıkım şimdilik durduruldu. Nor Zartonk aktivistleri, HDP ilçe teşkilatları, İstanbul Kent Savunması ve bazı sivil toplum örgütleri de yıkıma karşı kampta nöbete başladı. Kampın yıkılmasına karşı change.org sitesinde Kamp Armen Yıkılmasın başlığıyla bir imza kampanyası başlatıldı.
Alcan: Barışmanın sembolü olmalıdır
Vakıflar Genel Müdürlüğü Azınlık Vakıfları Temsilcisi Toros Alcan, yıkım girişimini provokasyon olarak nitelendirdi. Alcan, “Bir barışma bir helalleşme varsa Tuzla Çocuk Kampı, bu helalleşmenin sembolü olabilecek bir yerdir. Yıkım asla yapılmaması gereken bir şeydir” diye konuştu.
Alcan, 6 Temmuz 1971’de, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin gayrimüslim vakıflarının mülk edinmesini engelleyen kararının hukuksuz bir karar olduğunu ve bütün bu sıkıntıların bu karardan sonra ortaya çıktığını söyledi. Alcan, çözüm önerisini şöyle dile getirdi, “Bu haksızlığa bir mahkeme kararı neden olmuştur ve tazmin edilmedir. Kamulaştırılmalıdır. Mülkiyet hakkı Vakıflar Genel Müdürlüğü veya Hazine’de kalabilir ama kullanımı mülkün asıl sahibi Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi Vakfı’na verilmelidir. Yeniden çocuklar için bir kamp haline getirilebilir. Vakıflar Genel Müdürlüğü, her ay onlarca araziyi çocuklara yurt yapılması için tahsis ediyor. Tuzla Kampı da bu amaçla kullanılabilir. Toplum olarak yeniden ihya edebiliriz. ”
Özer: Kampın iadesi aidiyet duygusunu geliştirir
Düşünce Platformu üyesi Harut Özer de kampın sembolik değerine dikkat çekti. “Biz yıllarca yılda bir kez kampta piknik yapardık. 50 kişiyle başlayan piknikler 500 kişilere ulaştı. Biz bir farkındalık yaratmaya çalışıyorduk. Bu farkındalığı da şimdi sürdürebilmek istiyoruz. Başka bir aşmaya geçmek üzereydi. Neler yapılabilir diye çalışmaya başlamıştık ki yıkıldı. ”
Çocukların emekleriyle yapılmış olan kampın 30 yıldır kullandırılmamasının acı verdiğini söyleyen Özer, “Kampla olan en önemli illiyetlerimizden biri Hrant Dink’tir. Dünyanın her yerine dağılmış kampın çocukları var ve yürekleri burada. Bu sorunun mutlaka çözülmesi gerekiyor. Bu çözüme karşı duranlar hayatları boyunca vicdanen sıkıntı duyacaklar. Adım atacak olanlar ise hem vicdanlarda hem de toplum nezdinde pozitif bir değer oluşturacaktır. Ermeni toplumu içinde aidiyet duygusunda bir eksiklik var ve kamp bu aidiyeti geliştirecektir” diye konuştu.
Özer de kamulaştırma yoluna dikkat çeken Özer, çözüme dair önerilerini şöyle dile getirdi, “Kampın yeniden eski sahibine iade eden mahkemenin kararına karşı dava açılabilir. Tespit dava açılması gerekiyor. Kararın yeniden incelenmesini isteyeceğiz. Dava açılması önünde bir engel yok. Bu davanın açılması yıkımı engeller. Davadan sonra da iki yol var. Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılabilir ya da sulh yolu seçilerek kamulaştırma sağlanabilir. Hızlı hareket edilmesi gerekiyor. “
Paylan: Tuzla, devletin büyük adımı olsun
HDP Milletvekili Adayı Garabet Paylan da gasp edilen binlerce mülkten farklı olarak çocukların emeğiyle yapılan kampın sembolik değerine dikkat çekerek “Hrant Dink’le ilgili hassasiyetimizin de sembolüdür” dedi.
Paylan şunları söyledi, “Yaşadığımız şeyler soykırımın devam ettiğinin göstergesidir diyorduk, soykırım bitmedi diyorduk bu da bunun göstergesi. Burası çok sembol bir yer. İade edilmesini istiyoruz.”
Çözüm olarak kamulaştırmayı işaret eden Paylan, “Devletin burayı hızla kamulaştırıp hak sahiplerine iadesi gerekiyor. Yüzleşme, adalet deniliyorsa, hızla kamulaştırılıp gerçek sahiplerine, Ermeni Vakfına iade edilmelidir. Bu adım da devletin bir tane büyük adımı olsun” diye konuştu.
Kaya: Takipçisi olacağım
Kampta yıkılmasıyla ilgili olarak konuşan Ak Parti İstanbul Milletvekili Erol Kaya konuyla ilgili inceleme yaptıklarını ve konunun takipçisi olacağını söyledi. Kaya, “Geçmişte olan bir süreçle ilgili değerlendirme yapmayız. Ama tespit edilmesiyle ilgili çalışma yapıyoruz. AK Parti hükümetleri döneminde, mülk iadeleriyle ilgili çeşitli süreçler oldu ancak bu konu özel hukuka tabi bir alan. Ben Tuzla belediyemizden bilgi aldım. Mülkiyet Hazinede değil. Hem iddiaları hem belgeleri arada geçen süreci görmek istiyoruz. Ben yıllarca Pendik’te belediye başkanlığı yaptım. Hrant Dink’i de tanırım. Bir çok konferansımıza geldi gitti. Tuzla’dan hep bahsederdi. Kampı anlatırdı. Süreçten yeni haberim oldu ve takipçisi olacağım” diye konuştu.